15 Temmuz Şehidi Dursun Acar’ın Abisi O Geceyi Anlattı: “Sürekli ‘İyiyim’ Diye Mesaj Atıyordu”
FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişiminde Ankara Gölbaşı’ndaki Özel Harekat Başkanlığında şehit düşen 3. Sınıf Emniyet Müdürü Dursun Acar, vefatının 9. yılında rahmetle anılıyor. Şehidin ağabeyi Necati Cumali Acar, o karanlık gecede kardeşiyle yaşadıkları son anları anlattı.
Aslen Artvinli olan ve 15 yıldır Erzurum’da yaşayan Necati Acar, kardeşi Dursun Acar’ın şehadetinin üzerinden 9 yıl geçmesine rağmen acının ilk günkü gibi taze olduğunu söyledi. Ayda iki kez Yusufeli ilçesine bağlı Küplüce Köyü’ndeki mezarı ziyaret ettiğini belirten Acar, kardeşiyle son kez nasıl görüştüklerini anlattı.
“Görev başındaydı, herkesi çağırmıştı”
Kardeşinin 15 Temmuz gecesi Ankara Gölbaşı’nda nöbetçi müdür olduğunu söyleyen Acar, şunları aktardı:
“Dursun, görev başındaydı. ‘Abi, böyle bir durum var. Bütün arkadaşları göreve çağırdım’ dedi. Sürekli ‘iyiyim’ diye mesaj atıyordu. Saat 22.00-23.00 civarında, ‘dairenin bir kısmına saldırdılar’ diye yazdı. Kısa süre sonra ‘arkadaşlarımı kaybettim’ mesajını gönderdi. Sonra bir daha haber alamadık. Kötü bir şey olduğunu anladık…”
“Kasığından şarapnel parçası isabet etti”
Gölbaşı’na düzenlenen saldırının şiddetine dikkat çeken Acar, “PKK’ya atılmayan mermiler o gece bizim çocuklara atıldı. Atılan bombalar tüfeklerin plastik aksamlarını eritmiş, sadece demir kısımlar kalmıştı. Kardeşim, uçaktan atılan bombayla kasığından yaralanmış. Bombanın açtığı çukur 5 metre derinliğindeydi. Allah onları kahretsin, vatan sağ olsun.” dedi.
“Beraber çıktılar, son anda geri döndü”
Şehit olmadan önce kardeşinin en son iletişim kurduğu polis arkadaşından da bilgi aldığını belirten Acar, “Arkadaşı anlatıyor; beraber çıktık, Dursun’a bir telefon geldi. ‘Ben büroya döneceğim, sen devam et’ dedi. Kardeşim dönerken bombalar düşmüş. Daireye girerken şehit olmuş.” ifadelerini kullandı.
“Hep bir gün sıra bana da gelir mi” derdi
Ağabey Acar, kardeşinin hendek operasyonlarında görev aldığını ve birçok şehit arkadaşını toprağa verdiğini belirterek, “Her zaman ‘Bir gün sıra bana da gelir mi?’ derdi. Rabbim nasip etti, şehitlik mertebesine ulaştı. Gururluyuz ama acımız büyük.” diye konuştu.