ABD’nin İsrail-İran Savaşında Doğrudan İsrail Tarafında Yer Almasının, Zayıf Bir İran Yaratmasının Bölgede Kürdistan Devleti Kurulması İdeolojisine Etkisi
Ortadoğu, tarih boyunca jeopolitik çekişmelerin, etnik ve dini çatışmaların merkezi olmuştur. Bu bağlamda, ABD’nin olası bir İsrail-İran savaşında doğrudan İsrail’in yanında yer alması ve bu durumun İran’ı zayıflatması, bölgedeki güç dengelerini derinden etkileyebilir. Bu durum, özellikle marjinal Kürtlerin uzun süredir hayalini kurduğu bağımsız bir Kürdistan devleti hayalini yeniden gündeme getirebilir mi? Bu soruya yanıt ararken, bölgedeki mevcut dinamikler, Kürtlerin tarihsel talepleri ve uluslararası aktörlerin tutumları dikkate alınmalıdır.
1. ABD’nin İsrail Tarafında Yer Almasının Bölgesel Sonuçları
ABD’nin İsrail-İran savaşında İsrail’in yanında yer alması, İran’ın ekonomik, askeri ve siyasi gücünü ciddi şekilde zayıflatabilir. İran, bölgede Şii ekseninin lideri olarak Suriye, Lübnan (Hizbullah) ve Irak’taki milis gruplar aracılığıyla nüfuzunu sürdürmektedir. Ancak ABD’nin doğrudan müdahalesi, İran’ın bu vekil güçler üzerindeki kontrolünü sarsabilir, iç karışıklıkları artırabilir ve rejimin bölgesel etkisini sınırlayabilir. Zayıflayan bir İran, Ortadoğu’daki güç boşluğunu derinleştirerek diğer aktörlerin (Türkiye, Suudi Arabistan, Kürt gruplar vb.) bu boşluğu doldurmaya çalışmasına yol açabilir.
2. Kürtlerin Bağımsızlık İdeolojisi ve Mevcut Durum
Kürtler, Türkiye, İran, Irak ve Suriye’de yaşayan yaklaşık 40 milyonluk bir halk olarak, 20. yüzyılın başından beri bağımsız bir devlet kurma hayali gütmektedir. Ancak bu hedef, bölgedeki güçlü devletlerin (özellikle Türkiye ve İran’ın) sert muhalefeti nedeniyle şimdiye kadar gerçekleşmemiştir. Irak’ta 2003 ABD işgalinden sonra Kürt Bölgesel Yönetimi (KBY), önemli bir özerklik kazanmış ve 2017’de bağımsızlık referandumu düzenlemiştir. Ancak bu referandum, uluslararası destek eksikliği ve komşu ülkelerin özellikle Türkiye’nin yürüttüğü güçlü diplomatik tepkiler nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
İran’da ise Kürtler, PJAK gibi örgütler aracılığıyla rejime karşı mücadele etmektedir. Zayıf bir İran, Kürt grupların İran Kürdistanı’nda (Rojhilat) daha fazla hareket alanı bulmasına olanak tanıyabilir. Suriye’de YPG’nin kontrol ettiği bölgeler ve Irak’taki KBY’nin varlığı, bu bağlamda Kürtlerin bölgesel bir aktör olarak güçlenmesine zemin hazırlayabilir.
3. Zayıf Bir İran ve Kürdistan İdeolojisi Üzerindeki Etkiler
Zayıflayan bir İran, Kürtlerin bağımsız bir devlet kurma ideolojisini şu yollarla heveslendirebilir:
- Güç Boşluğu: İran’ın bölgesel etkisinin azalması, Kürt gruplarının hem İran içinde hem de komşu ülkelerde daha fazla siyasi ve askeri manevra alanı bulmasını sağlayabilir. Özellikle İran Kürdistanı’nda PJAK gibi grupların faaliyetleri artabilir.
- Uluslararası Destek: ABD’nin İsrail’e desteği, Kürt gruplarına dolaylı bir destek olarak algılanabilir. ABD, geçmişte YPG’yi IŞİD’e karşı desteklemiş ve Irak’ta KBY ile yakın ilişkiler kurmuştur. Zayıf bir İran, ABD’nin Kürtleri bölgedeki yeni bir müttefik olarak görmesine yol açabilir.
- Bölgesel Rekabet: İran’ın zayıflaması, Türkiye ve Suudi Arabistan gibi aktörlerin bölgedeki etkisini artırma çabalarını hızlandırabilir. Ancak bu durum, Kürtlerin bağımsızlık taleplerini hem destekleyebilir hem de karmaşıklaştırabilir. Örneğin, Türkiye, Kürt devletine karşı sert bir tutum sergilerken, Suudi Arabistan gibi bazı Arap ülkeleri İran’a karşı Kürtleri destekleyebilir.
Ancak, bu senaryonun Kürdistan ideolojisini canlandırması bazı sınırlamalara da bağlıdır:
- Türkiye’nin Tutumu: Türkiye, Kürt devletine karşı en büyük engellerden biridir. Türkiye’nin son 15 yılda yaptığı savunma sanayi atağı, ortaya konulan güçlü ve proaktif dış politika ile marjinalist Kürtlerin önünde ki en güçlü engel. Zayıf bir İran coğrafyasında Türkiye’nin bölgedeki etkisi artırabilir ve Ankara, Kürtlerin bağımsızlık çabalarına karşı daha agresif politikalar izleyebilir.
Tam da bu aşamada Terörsüz Türkiye” projesinin tüm bu gelişmelerden bağımsız okunamayacağını hatırlatmak isteriz. - Uluslararası Toplumun Desteği: Kürtlerin bağımsız bir devlet kurması, ABD ve Avrupa gibi büyükgüçlerin açık desteğine bağlıdır. Ancak bu destek, genellikle bölgesel istikrar kaygıları ve NATO üyesi Türkiye’nin güçlü güvenlik argümanları nedeniyle sınırlı kalmaktadır.
- İç Bölünmeler: Kürt gruplar arasında siyasi ve ideolojik farklılıklar (örneğin, KDP, PUK, PKK ve YPG arasındaki rekabet) birleşik bir Kürdistan hareketini zorlaştırmaktadır.
- 4. Sonuç
- ABD’nin İsrail-İran savaşında İsrail’in yanında yer alması ve İran’ın zayıflaması, teorik olarak Kürtlerin bağımsız bir Kürdistan devleti kurma ideolojisini canlandırabilir. İran’ın bölgesel gücünün azalması, Kürt gruplarına daha fazla hareket alanı sağlayabilir ve ABD gibi aktörlerin Kürtleri destekleme olasılığını artırabilir. Ancak, bu senaryonun gerçekleşmesi, Türkiye’nin muhalefeti, uluslararası toplumun tutumu ve Kürt gruplar arasındaki iç bölünmeler gibi faktörlere bağlıdır. Ortadoğu’nun karmaşık dinamikleri göz önüne alındığında, zayıf bir İran’ın Kürdistan ideolojisini heveslendirmesi mümkün olsa da, bu hedefin gerçekleşmesi için uluslararası desteğin sınırlılığı ve özellikle Türkiye kamuoyunda bu marjinal ideolojinin milliyetçi Türkler üzerinde yarattığı “bekaa sorunu” endişelerinin canlı tutulduğu bir ortamda gerçekleşmesi mümkün değil.