Makaleler

Terörsüz Türkiye Sürecinde Dadaşların Endişeleri

Terörsüz Türkiye Sürecinde Dadaşların Endişeleri

Türkiye, uzun yıllardır terörle mücadelede ağır bedeller ödemiş bir ülkedir. Bu mücadele, sadece güvenlik güçlerinin değil, aynı zamanda milletin tüm kesimlerinin ortak davası haline gelmiştir. Özellikle milliyetçi kimlikleriyle ön plana çıkan şehirler, bu süreçte devletin yanında durarak, bayrak için, vatan için canlarını ve mallarını feda etmekten çekinmemiştir. Erzurum, bu şehirlerin başında gelir. Tarihi boyunca bağımsızlık ruhunu, vatan sevgisini ve millî bilinci en güçlü şekilde temsil eden Erzurum, “Terörsüz Türkiye” süreci karşısında hem umutlu hem de temkinli bir duruş sergilemektedir. Bu deneme, Erzurum özelinde, bu sürecin milliyetçi şehirler için ne anlama geldiğini ve sindirilmesi zor yönlerini ele alacaktır.

Erzurum’un Milliyetçi Kimliği ve Tarihi Mirası

Erzurum, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde her zaman bir kale, bir sembol olmuştur. Kurtuluş Savaşı’nın temellerinin atıldığı 23 Temmuz 1919’daki Erzurum Kongresi, bu şehrin millî mücadeledeki yerini açıkça ortaya koyar. “Vatan bir bütündür, bölünemez” ilkesinin doğduğu bu topraklar, tarih boyunca işgalcilere karşı direnişin, vatan sevgisinin ve bayrağa bağlılığın merkezi olmuştur. Erzurum, sadece coğrafi bir bölge değil, aynı zamanda bir ruh, bir duruş, bir inançtır. Bu şehir, terörle mücadelede de ön saflarda yer almış, şehitler vermiş, gaziler yetiştirmiştir. Erzurumlular, vatan için bedel ödemekten asla kaçınmamış, her zaman devletin ve milletin yanında saf tutmuştur.

Terörsüz Türkiye Süreci ve Erzurum’un Bakış Açısı

“Terörsüz Türkiye” süreci, özellikle 2024 yılının sonlarında Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrıları ve PKK’nın fesih ve silah bırakma kararıyla yeni bir safhaya girmiştir. Bu süreç, Türkiye’nin yıllardır mücadele ettiği terör belasından kurtulması için tarihi bir fırsat olarak görülse de, Erzurum gibi milliyetçi şehirlerde bu süreç karmaşık duygular uyandırmaktadır. Erzurum, terörle mücadelede en ağır bedelleri ödemiş şehirlerden biridir. Bu şehirde yaşayan insanlar, terörün yol açtığı acıları, kayıpları ve yıkımı bizzat deneyimlemiştir. Dolayısıyla, “Terörsüz Türkiye” hedefi, Erzurum için hem bir umut hem de derin bir sorgulama konusudur.

Erzurum’da bu sürecin sindirilmesi zor olmasının birkaç temel nedeni vardır. İlk olarak, şehirdeki milliyetçi hassasiyet, devletin bekası ve milletin birliği konusunda tavizsiz bir duruşu gerektirir. Erzurumlular, terör örgütü PKK’nın yıllarca masum sivilleri, askerleri ve polisleri hedef aldığı saldırıları unutmamıştır. Bu nedenle, örgütün fesih ve silah bırakma kararına temkinli yaklaşılmaktadır. Sürecin samimiyeti, uygulanabilirliği ve kalıcılığı konusunda Erzurum’da ciddi soru işaretleri bulunmaktadır.

İkinci olarak, Erzurum’un milliyetçi kimliği, herhangi bir “barış” sürecinin, vatanın bölünmez bütünlüğüne zarar verebileceği endişesini beraberinde getirir. Şehirdeki insanlar, geçmişteki “Çözüm Süreci” gibi girişimlerin, PKK’nın faaliyetlerini sürdürmesine olanak tanıdığını ve devletin otoritesine zarar verdiğini düşünmektedir. Örneğin, 2025 yılında PKK’nın fesih kararı sonrası Diyarbakır’da halaylarla kutlama yapılması, Erzurum’da bazı kesimlerce tepkiyle karşılanmıştır. Bu durum, şehirde “Acılarımız hafife mi alınıyor?” sorusunu gündeme getirmiştir. Erzurum, bayrak için bedel ödemiş bir şehir olarak, bu tür süreçlerin yalnızca barış değil, aynı zamanda adalet ve milletin birliğini koruma temelinde ilerlemesini beklemektedir.

Erzurum’un Sürece Katkısı ve Beklentileri

Erzurum, “Terörsüz Türkiye” sürecinde önemli bir rol oynayabilir. Şehir, milliyetçi duruşuyla, bu sürecin vatanın birliği ve devletin bekası çerçevesinde ilerlemesi için bir pusula olabilir. Erzurum’un tarihî mirası, bu süreçte millî birliğin ve dayanışmanın sembolü olarak öne çıkabilir. Örneğin, MHP’nin “Asırlık Birlik Sonsuz Kardeşlik” temasıyla 9 Ağustos 2025’te Erzurum’da düzenlemeyi planladığı “Millî Birlik ve Dayanışma Buluşmaları”, bu şehrin süreçteki rolünü pekiştirebilir. Bu tür etkinlikler, Erzurum’un milliyetçi kimliğini korurken, barış ve kardeşlik mesajlarının da merkezi olabileceğini göstermektedir.

Ancak Erzurum’un beklentileri de nettir. Şehir, sürecin şeffaf, adil ve devletin otoritesini sarsmayacak şekilde yürütülmesini talep etmektedir. Terör örgütünün fesih kararının eksiksiz uygulanması, silahların tamamen bırakılması ve sürecin üçüncü ülkeler ya da uluslararası kuruluşlar tarafından değil, Türkiye’nin kendi iradesiyle yönetilmesi, Erzurum için vazgeçilmezdir. Ayrıca, şehirdeki insanlar, şehit ve gazi yakınlarının duygularının göz ardı edilmemesini, onların acılarına saygı gösterilmesini beklemektedir.

Sindirilmesi Zor Yönler ve Çözüm Önerileri

Erzurum gibi milliyetçi şehirlerde “Terörsüz Türkiye” sürecinin sindirilmesi zor olmasının temel nedeni, geçmişte yaşanan hayal kırıklıkları ve güven eksikliğidir. Şehirdeki insanlar, sürecin “olumlu algı” yaratma çabalarıyla perdelenmesinden ve millî hassasiyetlerin göz ardı edilmesinden endişe duymaktadır. Bu endişeleri gidermek için, sürecin her aşamasında şeffaflık sağlanmalı, kamuoyu düzenli olarak bilgilendirilmeli ve milliyetçi kesimlerin sesine kulak verilmelidir. Erzurum, bu süreçte sadece bir izleyici değil, aktif bir katılımcı olarak yer almalıdır. Şehirdeki kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar, sürecin şekillenmesinde söz sahibi olmalıdır.

Ayrıca, Erzurum’un milliyetçi ruhuna uygun bir dil geliştirilmelidir. Türk milliyetçiliği, ırkçı veya ayrımcı bir anlayış değil, birleştirici ve bütünleştirici bir ideolojidir. Bu nedenle, süreç, “eşit yurttaşlık” veya “anayasal vatandaşlık” gibi kavramlarla değil, Türk milletinin ortak değerleri ve vatanın bölünmez bütünlüğü çerçevesinde sunulmalıdır. Erzurum, bu sürecin sadece terörün bitmesiyle değil, aynı zamanda Türk milletinin birliğinin ve kardeşliğinin pekişmesiyle anlam kazanacağına inanmaktadır.

Sonuç

Erzurum, “Terörsüz Türkiye” sürecinde hem umudun hem de temkinin sembolüdür. Bayrak için bedel ödemiş, vatan için can vermiş bu şehir, barışa ve kardeşliğe her zaman açıktır, ancak bu barışın adalet, onur ve millî birlik temelinde inşa edilmesini bekler. Sürecin sindirilmesi zor yönleri, şeffaflık, adalet ve millî hassasiyetlere saygıyla aşılabilir. Erzurum, tarih boyunca olduğu gibi, bugün de Türk milletinin birliğini ve devletin bekasını koruma mücadelesinde ön saflarda yer alacaktır. Bu süreç, Erzurum’un ruhuna uygun şekilde ilerlerse, sadece terörsüz bir Türkiye değil, aynı zamanda daha güçlü bir millet inşa edilebilir.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ayrıca şunları da beğenebilirsiniz

Soyadımız Türkiye: Yeni Bir Sürecin Habercisi mi?
Makaleler

Soyadımız Türkiye: Yeni Bir Sürecin Habercisi mi?

Son dönemde Türkiye’nin siyasi ve toplumsal gündeminde dikkat çeken bir slogan var: “Adımız Kardeşlik, Soyadımız Türkiye.” Bu ifade, afişlerde, siyasi
Yaşasın Tam Bağımsız Erzurumspor
Makaleler

Yaşasın Tam Bağımsız Erzurumspor

Erzurumspor, dadaşlar diyarının mavi-beyaz yüreği olan bu takım kimsesizlik demagojisi ile kurulan değil mavi beyaz sevda ve dadaş ahlakıyla kurulu